Küçük İşletmeler İçin Markalaşma: Rekabette Fark Yaratmanın Yolu
Günümüze kadar birçok şirket, yaratıcı pazarlama stratejileri ve yenilikçi fikirlerle hızla büyüme şansı yakaladı. Ancak, öngörüsüzce alınan kararlar, beklenmedik sonuçlara yol açabiliyor. Bu sonuçlar kimi zaman büyük başarılar getirirken, kimi zaman da telafisi zor hatalara dönüşüyor. Markalar, geleceği doğru okuyamadan attıkları adımlarla kendilerini büyük risklerin içinde bulabiliyor. İşte geçmişte kötü stratejiler nedeniyle başarısızlık yaşayan bazı önemli markaların örneklerini sıralayalım:
Nokia
Cep telefonu sektörünün lideri olan Nokia, Apple’ın iPhone ile başlattığı dokunmatik ekran devrimini küçümsedi. Symbian işletim sistemine aşırı bağlı kaldı ve Android’e geçişte çok geç kaldı. Pazarı domine etme yanılgısı içinde olan Nokia, sonunda akıllı telefon sektöründen tamamen çekilmek zorunda kaldı. Günümüzde telekomünikasyon altyapısı alanında faaliyet göstermeye devam ediyor.
MySpace
Bir zamanlar sosyal medya denince akla gelen ilk platform olan MySpace, kullanıcı deneyimini geliştirmek yerine reklam gelirlerine odaklandı. Bunun yanında karmaşık tasarımı ve kötü site yönetimi, kullanıcıların ilgisini hızla kaybetmesine neden oldu. Facebook gibi yenilikçi rakipler karşısında tutunamayan MySpace, bugün neredeyse tamamen unutulmuş durumda.
Crystal Pepsi
1990’larda PepsiCo, “Crystal Pepsi” adıyla şeffaf bir içecek piyasaya sürdü. Ancak bu ürün, tüketiciler tarafından gereksiz ve kafa karıştırıcı bulundu. Şeffaflık, beklenen yenilik hissini yaratmadı ve ürün kısa sürede piyasadan çekildi. Crystal Pepsi, başarısız ürün lansmanlarının sembollerinden biri olarak tarihe geçti.
Blockbuster
DVD kiralama sektörünün lideri olan Blockbuster, Netflix’in çevrimiçi akış modelinin geleceğini küçümsedi. Hatta Netflix’i satın alma teklifini reddetti. Geleneksel kiralama modeline bağlı kalan şirket, dijital dönüşümü kaçırdı ve 2010 yılında iflas etti. Blockbuster, bugün yalnızca nostaljik bir hatıra olarak anılıyor.
Bu örneklerin ortak noktası, markaların değişen tüketici ihtiyaçlarına ve teknolojik dönüşümlere uyum sağlayamamasıdır. Amazon’un kullanıcı deneyimine olan bağlılığı ya da Apple’ın inovasyon odaklı yaklaşımı, başarının tesadüf olmadığını bir kez daha kanıtlıyor. Geleceği göremeyen markalar için başarı ne yazık ki kalıcı olmuyor.